Sunday 24 June 2012

Phantom Menace: Ya Euro Son olursa?


Üniversitelerde risk yönetimi derslerinde ve şirketlere verdiğimiz benzer eğitimlerde risk yönetimi açısından en çok üstünde durduğum araç kontrattır. Kontratlar genel anlamda bildiğimiz ve iyi anladığımız bir geçmişle bilmediğimiz bir gelecek arasında köprü vazifesi görür. Kontrat, tarafların işlerin istenildiği gibi gitmediği takdirde neler yapabileceklerini açık bir şekilde ifade eder. Doğası gereği en basit kontrat “Fiat Money” diye bilinen günümüz karşılıksız parasıdır. Tek değeri “geçer” olmasıdır. Parayı kullananla merkez bankası ya da hazine arasında bir kontrattır. Yoksa ABD dolarının üzerinde yazdığı gibi “In God We Trust” ticari anlamda pek bir şey ifade etmez.

Euro kabul edildiğinde ilk olarak başta tek para birimine geçen EuroSon üyeleri olmak üzere Euro’yu geçer kabul eden herkes eski ulusal paralarla olan kontratlarını bozup yeni bir kontrata imza atmış oldu. Bu süreçle beraber, hatta Euro fiziksel olarak hayata geçmeden, ticari kontratlar da Euro cinsinden yapılmaya başlandı doğal olarak. Euro’dan çıkış hayal bile edilmediği için bu kontratlara Euro’nun başına bir şey gelmesi halinde ne gibi tedbirlerin devreye gireceği konusunda herhangi bir madde koyulmadı. Hala da koyulmuyor. 

Birçok yatırım bankası ekonomistinin Euro’nun yok olması ihtimaline %10 gibi bir olasılık verdiği ortamda artık yine başka bir risk yönetimi kontratının devreye girmesi gerekiyor olabilir. O da sigorta. Sigorta küçük bir olasılıkla büyük bir riskin ortaya çıkmasına karşı bizi korur. Eğer bir olasılık koyulabiliyorsa o risk sigortalanabilir (Kenneth Arrow -- Complete Market Theorem). Euro’nun yok olma ya da bildiğimiz anlamda ortadan kalkma riskini sigortalatmak zor olabilir. Ancak en azından taraflar böyle bir olayın gerçekleşmesi durumunda neler yapabileceklerini kontratlarda net bir şekilde ifade etmeliler diye düşünüyorum.