Sunday 2 January 2011

2011 İçin Düşüncelerim…

“İstanbul’da yılbaşında kar yok, ancak sağanak yağış bekleniyor” diyordu televizyonda hava durumunu sunan bayan ben Istanbul Atatürk Havalimanına doğru uçmak üzere uçağa binerken. Peki, Perşembe, Cuma ve Cumartesi havada bulut göreniniz oldu mu?

Piyasa tahminleri hava tahminlerinden de kötüdür aslında. Nicholas Taleb Siyah Kuğu kitabını nerdeyse bu fikri adamış ve insanoğlunun tahmin yürütme konusunda ciddi bir hardware problemi olduğunu söyler. En tanınmış iki yatırımcıdan biri olan Warren Buffett şirket yatırımlarında ne kadar analiz yaparsanız yapın geleceği görmenin çok zor olduğunu söyler.  George Soros ise Soros kitabında “tahmin ettiği(m) olayların gerçekleşmemesinden” yakınır. 

Bütün bunlara rağmen özellikle sene sonlarında bir sonraki senenin strateji araştırmaları, tahminler adeta yağar. Analistleri de suçlamamak lazım. Gerçekten bunlara talep var. Bana da çok soran olduğu için 2011 görüşlerimi (tahmin değil), 2010 üzerinden giderek sizlerle paylaşmak istedim. Yalnız görüşlerimi belirtirken en beğendiğim think-tank’in motosu olan “konsensusdan daha az yanlış olmak ve doğruları doğru nedenlerle bulabilmek” amacım. 

Aslında piyasaların sene konsepti yoktur. Devamlılık vardır. Bu bağlamda benim de 2011 tahminim 2010 farklı olmayacak.  Üç kelimeyle 2009’da beri savunduğum piyasalar için en destekleyici faktörü özetleyebilirim: GLOBAL TASARRUF FAZLASI.

Destekleyen bu olunca da 2010, varlık grupları performansı acısından çok ayırt edici olmadı diye düşünüyorum. En azından benim analiz ettiklerim. Örneğin ben dolar alın dedim, dolar da Euro’ya karşı biraz değer kazandı. Yani yön doğru ama miktar açısından yetersiz bir tavsiye oldu. Nasdaq çöküşüyle başlayan dolar ayı piyasasının dönüşü çok daha kuvvetli olmalıydı. Bu yüzden hala dolar alın diyorum. Hatta belki geçen seneye göre daha ısrarcıyım.

Yön ve miktar ikilemi ABD, Euro hedge edilmiş çekirdek Avrupa ve gelişen ülke hisseleri içinde geçerli. Sonuncusu beni şaşırttı aslında. BRIC çok kotu bir performans sergilerken küçük piyasaların şahane çıkışı gelişen ülke endeksini ABD hisseleri seviyesini taşıdı. Ancak bunu yaparken birçok fon yöneticisini de üzdü. Neyse burada da fikrim değişmedi. ABD hisseleri ve bu grup içinde buluşa (innovation) yönelik hisseler yine favorim. Arkadan Almanya geliyor, çekirdek Avrupa bayrağını taşıyan. Mayıstan beri ayni fikri savunuyorum: Geçmişte çekirdek Eurozone için uygun para politikası şu anki PIIGS’de büyük reflasyon yaratmıştı. Şu an PIIGS için uygun para politikası da çekirdek varlıkları için çok destekleyici.

Sonuçta sene içinde yine al-sat zamanlaması iyi olanlar benim bu söylediklerime pek kulak asmasın. Çünkü 2011 de gecen sene gibi zamanlamanın çok ön plana çıkacağı bir yıl olacak. Ancak herkes risklere kulak vermeli diye düşünüyorum.

ABD 10 yıllık bono faizinin tırmanması riskine daha önce değindim ve hatta %4,5 seviyesini kritik seviye olarak vermiştim. Burada beni rahatlatan faktör global tasarruf fazlaları bu şekilde kaldığı sürece faizdeki artış sınırlı kalır diye düşünüyorum.

İkinci risk konusunda bu kadar rahat değilim. Eğer dolar tahmin ettiğim gibi ralli ederse o zaman başta emtia ve finansman açığı olan ülke varlıkları olmak üzere ciddi aşağı yönlü hareket görebiliriz. Burada sakin liman ABD ve Almanya (hedged) hisseleri olur.

Sonuçta hala boğa piyasasındayız ancak üçte ikisi gitti. Son bolümde çok daha seçici olmak gerekir. Tahminlere fazla inanmadığım ve Keynes’in aşağıdaki söylemini gerçekten begendiğim için bu yazdıklarımı devamlı gözden geçirip olası fikir değişikliklerini sizlere aktarıcam:

“When facts change I change my mind. Don’t you?” --  “Yeni enformasyona göre ben de fikrimi değiştiririm. Siz değiştirmez misiniz?”