Thursday 10 December 2009

Sovereign Risk (Ulke Riski)

Sizi biraz gerilere götüreyim. Krizin başlarında Izlanda kendi kaderine terk edildiğinde "kriz artık sadece finans sektörü krizi olmaktan çıktı, ülke riski krizine dönüştü" diye yazmıştım. Bundan sonra sık sık TV programlarında borç dinamikleri konseptinin tekrar güncellik kazanacağını söylemiştim. Hatta çok nadir Türkiye konuşmama rağmen ülkemizde de, eğer bütçe dinamiklerinde o günlerde beklenen bozulma olursa, bu ortaya çıkan yeni riskden nasibini alabilir demiştim.

Sonuçta Dubai -- ve ülkemizde az takip edilen Vietnam -- ile başlayan ve son günlerde komşumuz Yunanistan'la devam eden yeni dönem soveriegn kredi risk dönemi daha uzun bir süre daha devam edecek. (Kendimizi kandırmayalım. Dubai krizi bir sovereign kriz. Bunun birkaç şirketin üzerine atılmasının nedeni işler çözüldükten sonra Dubai'nin eski Dubai gibi bir finans merkezi olarak kalmasi isteği. Düşünün bir kere. Daha önce borçlarını ödeyemecek duruma gelen bir ülke finans merkezi olabilir mi?) Bunu bu kadar net söyliyebilmemin nedeni dün açıklanan Büyük Britanya bütçesi. Hazine sekreteri Darling bizim söylediğimiz riskin son derece farkında ki City(Londra'nin Wall Street'i) bankacılarını üzen bir vergi paketi açıkladı. Londra'yı Londra yapan finans sektörüdür. Görünen o ki ciddi özveriler gerekiyor.

Şimdi geri dönüp bakarsak krizden sonraki piyasa evrelerini şu şekilde özetliyebiliriz:

  • dünya başımıza yıkılmıyor, finans sistemi çökmeyecek: Bu dönem geçen bahar yapılan G20 zirvesiyle başladı. Doğal olarak krizden en büyük yarayı alan banka sektörü bu çıkışta lider oldu. Emtia tarafında ise yine krizde çok düşen ve arz-talep dinamikleri genelde olumlu petrol fiyatları risk iştahı göstergesi haline geldi. Kriz, bilançoları tehdit ettiğinden bilanço riski az olan gelişen ülkeler (Doğu Avrupa hariç) ön plana çıktı.
  • herkes alıyor ben de alayım: genelde uzun vadeli ve düşük volatiliteli çıkışlar hem kurumsal hem de bireysel yatırımcıyı içine çeker. Bu bölümde yine finans sektörü hisseleri öndeydi. Bu sefer merkez bankalarının hediye ettiği bedava paradan kar sağlayan bankalar için bir karlılık büyüme beklentisi ve bunların gerçekleşmesi çıkışı destekledi. Emtia fiyatları da aynı hızla normalleşmeye doğru yöneldi.
  • Sonbahar aylarına gelindiğinde yukarıdakı ilk iki evreyi geride bıraktık. Yani aslında özel sektör bilanço riski azaldı ve yerini yukarıda bahsettiğim gibi ülke bilanço riskine bıraktı. Bunu son günlerde şirket ve ülke bonoları arasındaki ayrışmadan da takip edebiliyoruz. Yunanistan bütün Avrupa'da ülke spread'lerini etkilerken şirket bono spread'leri pek etkilenmedi.
  • Bu da bize yeni dönemin habercisi. Artık alt daldaki elmalar toplandı. Bundan böyle daha derin analizlerle para yapılan bir döneme giriyoruz. Makrodan cok mikro temalar on plana cikacak. Hissesenedi arasindaki performans farki 20 yilin en dusuk seviyesinde. Yani hersey ayni anda cikip iniyor. Yeni temalar ve liderlere ihtiyac var. Bu yeni evrede finansal sektör hisseleri lider rolü oynamayacak gibi. Burda de-levergaing (borç azaltma) devam edeceği bir ortamda uzun vade karlilikları sorgulamak gerekir. Emtia'da da artış çok yüksek olmaz. Bunu daha önce yazdım. Emtia'daki fazla artış yeşil filizleri kurutur. Işte bu yüzden piyasalar yalpalıyor.

Karlılık konusunda ben ABD'yi bir adım önde görüyorum. Bu çok konsensus dışı bir görüş, farkındayım. Bana göre son zamanlarda fazla yatırım yapmamış ABD şirketlerinde ciddi bir operation leverage var. Yine daha önce yazdığım gibi talepde en ufak bir artış ciddi kar artmasına yol açacak. Nedense herkes karlılıkla ekonomik büyümeyi eşdeğer düşünüyor. Tabi ki büyümenin satışlara etkisi var ama o satış tutarı kara dönüşene kadar ne badirelerden geçiyor kar-zarar tablosunda.

Şu an konsensus gelişen ülkeler hisselerinin gelişmiş ülkelerden daha iyi performans sergileyecegi. Bunun nedeni de daha iyi büyüme olarak gosteriliyor. Büyüme kısmına katılıyorum ama bence gelişen ülke piyasalarını iten likidite. Bunun da altında doların zayıflığı yatıyor. Işte bu yüzden devamlı hisse senedi portfoyünüz, emtia ya da altın tutuyorsanız hedge/sigorta olarak dolar tutun diyorum.

Bence gelisen ulke goreceli hizli buyume temasi alinmali ancak ABD sirketleriyle bu varlik grubuna yatirim yapmakda yarar var diye dusunuyorum. Gelisen ulkelerin hizli buyumesi kar revizyonlarina yansidi. Karlardaki suprizler gelismis ulkelerden gelecek.