Friday 8 March 2013

Draghi: Ben bilmem…



Yazılarımı takip edenleriniz Draghi’nin basın toplantılarını çok yakından izlediğimi hatta öğrencilerime ders olarak okuttuğumu bilir. Ancak dün Draghi ECB başkanı olduğundan beri seyrettiğim en kötü formundaydı. Bana eski başkanların toplantılarını hatırlattı. 

Söylediklerinden ekonomi ve piyasalar için sonuçlar çıkartmaya çalıştım. Ancak yapılabilecek tek yorum ECB’nin ne yapacağını tam kestirememiş bir konumda olduğu. Topu taca atma şansı olmadığından bir bakıma “Ben bilmem, Ben bilir” diyerek Bernanke’nin ABD ekonomisini ayakta tutması ile EuroSon’da kendi deyimiyle “ekonomik büyümenin alt seviyelerde stabilize” olmasını arzu ediyor. 

Politik bir arzu mevzu bahis. Bu bir ilk değil ve son da olmayacak. Ellerindeki araçlarla yapabileceklerinin azamisini yapıyor merkez bankaları. Özellikle İtalya seçimleri ve ardından EcoFin toplantısından çıkan ‘kemer sıkmada biraz daha insaflı davranılması gerektiği’ söylemleri tutarsa o zaman cümleten piyasaların bu konuda yapıcı davranacağını arzu eder olacağız. 

İşin kötü yani ABD’de mali kemer sıkmanın (sequester) sonucunda ne çıkacağını Ben de bilmiyor. Geçen hafta önemli olduğunu yazdığım konuşmalarında bunun altını çizdi ve birçok kez politikacıları kısa vadede bu anlamsızca harcama kesintisine karşı uyardı. Hatta kongredeki sorgulamada kongre üyelerinden birinden fırçayı da yedi kendi üstüne düşmeyen islere karıştığından. Bunun adı da kurumsal bağımsızlık. 

İki başkan arasındaki en büyük fark Bernanke’nin açık bir şekilde varlık fiyatlarının çıkısından memnun olduğunu belirtmesi oldu. Draghi bu konudaki soruları yanıtsız bıraktı. Piyasalar da “In Ben We Trust” mesajını çok net algılayıp tırmanmaya devam etti.