Friday 21 May 2010

Komplo

“Fıkra Gibi” yazıma dün geceden bu yana birçok cevap aldım. Bir kısmını yayınladım.

Ben bu yazıyı “Kurtlar Vadisi” seyrederken yazmıştım. Herhalde bu yüzden birçok komplo teorisi çıktı ortaya. Bu tip okurlara tavsiyem eğer gerçekten resmin arkasındaki oyunları görebiliyorlarsa bu durumdan yatırım anlamında nasıl yararlanacaklarını düşünmeleri, hatta bizlerle paylaşmaları. Traderlardaki sezgi gibi gerçekten bu da ciddi bir beceri.

Portföy yöneticisiyken 30’u aşkın piyasadan sorumlu olduğumdan benim bu şekilde komplo teorilerine kafa yorma lüksüm olmadı. Böyle bir becerim de olmadığını düşünüyorum. O yüzden bu şekilde gelen yorumları cevapsız bırakıyorum. Yazanlar alınmasın. Ama onlardan isteğim bu durumu nasıl karlı yatırımlara çevirebileceğimizi bizlerle paylaşsınlar.

Thursday 20 May 2010

Fıkra Gibi

Aşağıda son günlerde sıkça yaptığım kısa bir diyalog.

Erda: Ben çok olumsuz değilim.

Kriz tellalları: Ama nasıl olur. “Yunanistan buzdağının sadece görünen kısmı”. Borç krizi kapıda ve her yere yayılacak.

Erda: Peki o zaman neden en borçluların başında ve krizin mimari ABD’de 10 yıllık bono faizi %3,2 seviyesine düştü? Borç krizine yuvarlanıyor olsak faizlerin artmasını beklemek doğru olmaz mı?

Kriz tellalları: Riskden kaçış… Güvenli limanlara…

Wednesday 19 May 2010

Bir Çuval İncir

Blog yazılarımı takip edenleriniz hatırlayacaklar geçen sene herkes kapitalizmin olduğunu savunur, yerine neyin geçeceğini tartışırken, özellikle ABD’de “kapitalist olmanın tam zamanı” diye bir kavram atmıştım ortaya. Amacım hisse senetlerindeki yükselişin altının boş olmadığını anlatmaktı. Operasyonel kaldıracın karları tahmin edilenden çok daha hızlı artıracağını söyledim. Nitekim ABD’de son üç çeyrekte karlar 80/20 gibi bir oranda tahminlerin üzerinde gerçekleşti.

Son birkaç haftadır giderek artan “Avrupa bitti” sesleri üzerine acaba muhalif (contrarian) bir senaryo var mı diye araştırmaya başladım. Eurozone ile ilgili ekonomik ve daha da önemlisi sosyal (çünkü aslında burada devlet ile halk arasındaki sosyal kontratın tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor) yazılacak, tartışılacak çok şey var. Ben de bu konuda epeyce yazdım. Ancak işimiz yatırım ve olaylara yatırım fırsatı açısından bakmamız lazım.

Bu bağlamda son günlerde “Deutschland, Deutschland über alles” fikrini benimsemeye başladım. Başlangıç noktam şöyleydi: Eurozone’u bu duruma getiren para politikası çekirdek Avrupa (core Europe) için doğruydu, ancak PIIGS için fazla gevşekti ve köpüklere sebep oldu. Şimdi ise tam tersi. PIIGS’i kurtarmak için seçilen yol/yollar çekirdek Avrupa için reflasyonist (deflasyon karşıtı). Daha önce krizde olmayan Eurozone üyelerinin yüksek enflasyonla yaşamaları gerektiğini yazmıştım. Bu reflasyon bence en çok finansal varlıklarda kendini gösterecek. Bir de zayıf euronun Almanya’yı daha da rekabetçi konuma getirdiğini göz önüne alırsak neden “Almanya, Almanya, herşeyin üstünde” dediğim daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Ben bunları düşüne durayım Frau Merkel ve arkadaşları bir çuval inciri berbat etti. Birçok ülkeden gelen kemer sıkma politikaları açıklamaları Eurozone içinde Özel Sektör Tasarruf Fazlalarını (OSTF) arttırıyor. Yani özel sektör nakit artışı giderek daha olumlu olacak. Ancak yeni çıkan açığa satma yasağı nakit akışını olumsuz etkileyecek. Yerel nakit akışı artarken yabancılar para çekmeye başlayacak.

Açığa satma yasağı… Hedge Fonlara ve private equity fonlarına kısıtlamalar… Sırada ne var acaba? Sermaye hareketlerini kısıtlama? Aklıma Asya krizi sonrası Malezya’da Başkan Mahatir’in koyduğu sermaye hareketleri yasakları geldi. Krizden önce MSCI gelişen ülke endeksindeki en büyük ülkeydi. Şimdilerde portföyde olsa da olur olmasa da.