Thursday 15 April 2010

"ÇIK-MI-YO-RUZ"

İlginç. Piyasa oyuncuları merkez bankalarından merakla çıkış (exit)stratejileri bekliyor. Merkez bankaları da her fırsatta çıkısı ileri iteliyor (TCMB dahil). Tabi sonuçta kazanan yine yatırımcı.

Yatırımcıya sorulacak soru: Büyüme mi istersin, likidite mi?

Fon yönetmeye ilk başladığımda ofisimin duvarına asmıştım: “Hisse senetleri, kısa vadede likidite, uzun vadede büyüme tarafından yönlendirilir”.

2010 senesi için büyüme ile ilgili endişesi olan kaldı mi? Büyünecek. Hatta sene başında tahmin edilen büyüme rakamları devamlı yukarı doğru revize ediliyor. Tabi bu durumda faizlerin bu seviyelerde kalması ve piyasaya olağan dışı likidite verilmeye devam edilmesi ne kadar doğru tartışılır.

Hem büyümenin hem de likiditenin olduğu dönemler azdır ve bu dönemlerin uzun süre devamı ekonomi ve piyasalarda uzun vadeli sorunların tohumlarını eker. Ancak su sıralarda gelişmiş ülkelerde issizlik yüksek ve enflasyon görünürde olmadığı için merkez bankaları hovarda davranabiliyorlar.

• ABD issizlik düşsün diye bekliyor çünkü Fed’in görevi sadece enflasyonla savaşmak değil. Sonuçta istihdamda kalıcı bir yükseliş beklemeden tam çıkış olmayacak gibi anlaşılıyor Bernanke’nin konuşmalarından.

• Eurozone hakkında çok yazdım. ECB çıkmak istese de çıkamaz. Ne kendisini ne de bizi kandırsın. En büyük dilekleri Euro değer kaybetsin.

• Büyük Britanya’da BoE ters yöne gidiyor. Mervin King hiç çıkacakmış gibi görünmüyor.

Yani kısa vadede bolca likidite devam edecek gibi görünüyor bu açıklamalardan. Para arzı rakamlarını incelediğimizde net bir şekilde likidite tercihinin (liquidity preference) arttığını görüyoruz. Yani dar para arzı geniş olana göre daha hızlı artıyor (M1/M2). Bu iki sebepten dolayı olabilir. Birinci enflasyon beklentileri ki bu su an için pek makul görünmüyor. Diğeri ise yatırım/spekülasyon. Bu da bariz ortada. Özellikle benim favori hisse senedi piyasam olan ABD’de olumlu şirket kar rakamlarıyla birlikte para hisselere akmaya devam ediyor. Hatta teknik analizci arkadaşlar bütün endekslerin “overbought” olduğu kanaatinde. Yani kısa vadede çok hızlı çıkılmış olabilir. Ama alternatif %0 faiz.

Merak ettiğim konu şu: çıkış gerçekten başladığında ne hızla olacak. Yine ABD’ye bakarsak her toplantıda 25 baz puan artırsalar düşük tahminlere rağmen nominal büyümeyle (5%) faizlerin mantıklı bir ilişkiye gelmesi çok uzun zaman alacak.

Son söz: Dolar rezerv para ve Fed global merkez bankasıdır. Bu yüzden Fed global faizleri belirler.

Monday 12 April 2010

Kurtarma ve yok olan riskler

Yunanistan’a verilen paketin büyüklüğü benim için de sürpriz oldu ve Yunan bonolarının yatırım için uygun olmadığı görüşüm su an yanlış cıkmış gözüküyor (Bu konuda bazı dostlarım beni uyarmıştı. Herhalde onlar Almanlarla daha iyi iletişimde). Özellikle çok ciddi yaptırımlar olmadığı haberleri geliyor.

Bu son bolum Euro’yu tekrar gündeme getiriyor. Benim burada fikrim değişmedi. Herhangi bir kurtarma operasyonu ardından Euro’daki çıkısı ben satış fırsatı olarak görüyordum. Burada paketten çok ön plana çıkan bence hala Eurozone içersinde büyüme sıkıntısı olacak.

Marttan bu yana büyük parayla her şeyin çözülebildiği fikri artik bayağı bir yerleşti. O bakımdan eğer açıklanan bu pakette bir değişiklik olmazsa de kısa vadede piyasaları daha da rahatlatir. Aslına bakarsanız bu risk zaten piyasaları çok rahatsız etmiyordu. Ancak belirsizliğin ortadan kalkması her zaman iyidir.

Simdi geriye kısa vade tek risk ABD ve Çin’in Rab üzerinde antlaşması kaldı. Burada da olumlu gelişmeler var. ABD Cin’i kur manipülatör olarak suçlama durumunu erteledi. Akabinde Geithner Çin’e uçtu. Piyasalar kısa vadede Rmb yukarı kur ayarlamasına kesin gözüyle bakar oldu. Önümüzdeki günler bu konuda önemli…

Tabi bir de gelişmiş ülkelerde uzun vadeli borç stoku ve bütçe açıkları sorunu var. Yunanistan buradaki rahatsızlığı biraz azaltır. Obama’nin sağlık reformu da bütçe anlamında olumlu algılandı. Bunun yani sıra yakın vakte kadar her fırsatta başkanı eleştirenler sağlık reformunun geçmesiyle beraber bir anda onu göklere çıkarır oldular. İste size konsensüs!

Böylece görünen o ki bütün riskler bir bir ortadan kalkıyor. Piyasalar artik coşabilir mi?

Gecen gün televizyonda da bahsettiğim gibi borsalar olumsuz haberlere rağmen çıkınca daha sağlıklı bir tırmanış olduğunu düşünürüm. Bütün olumsuzlukların ortadan kalkması, kısa vadede fiyatlara yansır ve ardından bir rehavet çöker. Bu seneyi boğa piyasasının ikinci senesi olarak ilan etmiştim. Yine olumlu bir sene ama gecen sene gibi getiriler beklemeyelim demiştim. Hala öyle düşünüyorum ancak bir anda ortada endişe duyulacak bir durum kalmayınca biraz huzursuz oldum. Bir gecen seneki ruh halimizi gözden geçirelim, bir de şimdiki. Acaba kısa vadede her şey fiyatlanıyor mu diye düşünmeye başladım. Ardından da acaba yeni riskler nerde saklı diye arayışa geçtim. Gecen sene yazdığım yazıları gözden geçirdim ve “Sweet Spot” yani tatlı nokta yazımda bazı ipuçları buldum. Sorun likidite olabilir mi?

Bunu da bir sonraki yazımda ele alacam.