Sunday 3 June 2012

Kaçacak yer var


Nisan ayında bu sene Mayıs erken geldi, o yüzden piyasa satışta dendi. Derken Mayıs, Mayıslığını yaptı. Haziran pek hoş başlamadı. Neler oluyor? 
 
Üç büyük cephede de sorun var. Uzun zamandır EuroSon’la ilgili kötü haberler geliyordu. Ancak bunlara rağmen “yatırımcılar kulağının üstüne yatıyor, yine çok can yanacak” diye yazmıştım. Sanki sihirli bir şekilde problemler ortadan kalkacak diye düşünüldü herhalde ki yatırımcıları uyandırmak için bir Yunan trajedisi gerekti. BloombergHT’de Şubat ayında başlayan ilk programdan beri EuroSon’un durgunluğa gireceğinin çok bariz olduğunu ama nasıl çıkacağı konusunda hiçbir fikrim olmadığını söylüyorum. Son programlarda da bölgenin son hızla 90 yılların Japonyası olma yolunda gittiğini belirttim. Avrupa dünyanın en büyük ekonomik bölgesi. Burada ortaya çıkan talep şoku kısa ve orta vadede kolay kolay telafi edilemez. 

İkinci sorun ABD. Nisan ayından başlayarak bir “soft patch” (kısa süreli bir yavaşlama) yaşandığı üzerine konuşuyorduk. Ekonomiden gelen son veriler gerçekten büyük şok oldu. Avrupa’daki ekonomik bozulma Atlantiğin öteki yakasında eko yapmaya başladı. Kısa vadeli trend altı büyümeden hızlanacağız derken ciddi bir yavaşlama eşiğinde miyiz endişesi çıktı ortaya. 

Son olarak Çin. Burada da kemerler sanki biraz fazla sıkıldı. Gevşeme başladı ama ekonomik toparlanma zaman alabilir. Bu üçü arasında elinde en çok silahı olan ülke Çin olsa da krizde o kadar çok anlamsız barut harcandı ki haliyle dikkatli adım atmaya çalışıyor yetkililer. 

Programlarda sıkça gösterdiğimiz “deja vu” grafiğini anlatırken hep bir konuya parmak bastım. Her ne kadar ABD hisselerinde yaz aylarında, geçen seneki gibi büyük bir satış beklemediğimi belirtsem de 2012’nin ikinci yarısı ile ilgili ekonomilerdeki toparlanma beklentisinin gerçekleşmemesi durumunda ciddi bir sarsıntı yaşayabileceğimizin altını çizdim. Şu an sanki bu yeni durum fiyatlanıyor. 

Ben bir kez daha ekonomik döngülerin çok kısaldığını ve böyle bir ortamda piyasa zamanlaması yapmanın ne kadar zor olduğunu belirtmek istiyorum. Yatırım tavsiyem hala yüksek temettü verimi olan yerli ve yabancı hisseler. Uzun yıllar sonra ilk defa temettü verimi devlet bono faizlerinin üzerinde. Bence asıl “yeni normal” bu. Fiyatlar düştükçe temettü verimleri daha cazip hale geliyor. Fırsatları kaçırmayalım.  


Paralel Evrenler


Birçok izleyen Fringe dizisinin paralel evrenlerin gündeme gelmesiyle birlikte anlaşılmaz hale geldiğinden yakınıyor. Ben ise paralel evren konusunun komşu ülkeyle ilgili tartışmalarda bizzat yaşandığını gözlüyorum.  

Son ortaya atılan teklif Yunanistan’da paralel bir kur ortaya çıkması yönünde. Olay iki yatırım bankası ekonomistini karşı karşıya getirmiş durumda. Kısaca Yunanistan Euro’da kalacak ancak hazine tutturamadığı bütçe açıklarının finansmanı için IOU basarak halka arz edecek. Bu yeni çeşit borçlanma kağıtları halk arasında “nerdeyse” para gibi kullanılarak yeni bir kur ortaya çıkacak. Bu kur doğal olarak Euro’ya karşı çok zayıf olacak ve yerli kontratlar ve ödemeler bu “nerdeyse” para cinsinden yapılacak. Bu şekilde “nerdeyse” devalüasyon olacak. Ülkenin rekabet gücü düzelecek ve Yunanistan nerdeyse rahat bir nefes alacak. Gavyn Davies’in de söylediği gibi paralel kur ancak J.J. Abrahams’in paralel evrenlerinden birinde gerçekleşir. 

Ancak bu konseptin basitliği de berbat kararlardan kaçan politikacılar için kısa vadeli bir çözüm olabilir. İlginç günler bekliyor bizi. Tarih maalesef bu politikacıları pek olumlu hatırlamayacak.