Wednesday 22 September 2010

ÇIK-MI-YO-RUZ (XX. bölüm)

Piyasalar ivedilikle QE2 bekliyorlar mıydı bilmem ama Fed’den gelen açıklamalar yine varlık fiyatlarını destekleyici. Kısaca “ekonomik büyüme tam istediğimiz kıvama gelmediği sürece biz merkez bankası olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dendi. Dünkü açıklamalarda en büyük değişiklik QE2 ve benzeri parasal destek politiklerinin net bir şekilde enflasyona bağlanmasıydı. Bu hem Fed hem de bizim için önemli. Fed’in kontrol edebildiği bizim de çok rahat takip edebildiğimiz bir veri. Yani baktık büyüme potansiyel altında devam ediyor ve işsizlik gerektiği kadar hızlı aşağılara inmiyor, Fed’den konvansiyonel ve gayri konvansiyonel para politikaları bekleyeceğiz.

Soru şu anda öyle bir ortamda mıyız? Bu kriterlere bakarsak evet. Yani piyasanın QE2 beklentileri gerçekçi. Simdi kafalardaki “olacak mı” sorusu “ne zaman olacak” yönünde değişti.

Ben büyüme konusunda sanırım Fed’den biraz daha olumluyum. O yüzden sanki QE2 hiç başlamasa da olur gibi geliyor bana. Her dirilme döneminde en yakından izlediğim ve sizlerle de paylaştığım veri sermayeye olan getiri (Return on Capital – RoC). Son rakamlar bunun sadece ABD’de değil global anlamda hemen hemen her yerde yükseldiğini gösteriyor. Para hızındaki artış (velocity) da özellikle borç azaltılan (deleveraging) ABD ve Eurozone gibi yerlerde ekonomik büyümeye çok etki yapmadan bu sürecin devam edebileceğini vurguluyor. Öte yandan global tasarruf fazlası da bir taraftan borç veya bütçe krizlerini engellerken, öte yandan hem global faizleri düşük tutup merkez bankalarına QE manevra alanı yaratıyor hem de piyasaların çarklarını yağlıyor. Fena bir resim değil.