Thursday 20 December 2012

21.12.12



Beşiktaş yönetimi ve taraftarı Cuma akşamları maç oynama konusunda son derece kızgın. Adaletsiz davranıldığını düşünüyorlar. Genelde haklılar ama bu hafta şans siyah-beyazlılara güldü. Kıyamet gününü dengeleme katarsak yarın akşam alınacak puan ve puanlarla, liderle aradaki farkı azaltılıp bir onurlu ikinciliğe daha imza atılacak. Gerisini onlar düşünsün. 

Artik o gün geldiği için yazmakta sakınca görmüyorum. Risk yönetimi dersimin en sevdiğim final sorusu: bir risk yöneticisi olarak 21.12.12’de dünyanın sonu gelecek hipotezine karşı ne düşünüyorsunuz?  Risk konsepti tamamen istatistiğe bağlı olduğu için beklediğim iki cevaptan biri 4 milyar yıllık dünya tarihinde 75 yıllık ortalama hayatımız göz önüne alındığında bu kısa hayatta böyle bir “olay” ile karşılaşılma şansı çok çok çok düşük. İkinci soru ise bilimin hipotezlere yaklaşımı ile ilgili. Belirsizlik altında hiçbir hipotezi kabul edemiyoruz. Sadece reddedebiliyor ya da edemiyoruz. Hatırlayalım. Jürili yargı sistemlerinde jüri suçlu ile ilgili kararını açıklarken sanığı masum bulduk demez. Suçlu veya suçlu değil der. Yani 21.12.12 hipotezini kabul edemiyoruz. Ama ret edemediğimiz için de Şirince’ye gidiyor ya da mum depoluyoruz.
Belirsizliğe karşı insan tavrı benim sıkça yazdığım konulardan çünkü insanlar Nicholas Taleb’in de söylediği gibi bu konuda donanım eksikliği çekiyor. Daniel Kahneman bu konuda “Thinking Fast and Slow” diye akıl almaz bir kitap yazdı. Örneğin ben BloombergHT programımda Mayıs ayında mali uçurumdan bahsetmeye başladım. Konu Kasım ayında yumurta kapıyı çalınca gündeme geldi. Şimdilerde ise piyasa tutumu Kasım ayında yazılan strateji raporlarına göre tutarsız. Raporlar piyasalar ne kadar düşmeli ki Cumhuriyetçiler ile Demokratları anlaşma koltuğuna oturtsun diye kötümser bir yol öngördüler. Halbuki piyasalar Santo Claus peşinde göklerde. Ee şimdi ne olacak? 

Benim ABD mali politikalarla ilgili hipotezim şu: bu görüşmeler nasıl sonlanırsa sonlansın artan harcama ve vergilerle kamunun ekonomideki payı giderek artacak. Son çıkan rakamlarda altyapı için Obama’nin telaffuz ettiği rakam $50 milyar. Demek ki olay anlaşılmamış. Hem bu rakam çok düşük hem de Jeffrey Sachs’in FT’de yazdığı (burada) gibi harcanacağı yerler çok olumlu değil. Nitelik ve nicelik yetersiz. 

Maçların sonu gibi Bernanke şişirmeye devam edecek…

Monday 17 December 2012

12.12.12



Bu tarihi bir yerlere atasım vardı. Bir daha buna benzer ahenkli bir tarih 88 yıl sonra gerçekleşecek. Ben de 140 yaşıma merdiven dayamış olacağım için o gün geldiğine ellerim titrer de yazamam endişe içindeydim.

Sağ olsun Ben Bernanke 12.12.12 günü yapılan Fed toplantısı ardından yaptığı basın toplantısında -- bizim kullanmayı çok sevdiğimiz -- “tarih yazdı” da başlıktaki gibi her yere atıyorum hoş rakamlar zincirini. 88 yıla kalmadan anlaşılır Fed’in para politikasını bir reel ekonomik veriye bağlamsının ne kadar farklı ve önemli olduğu. Aslında gelecek sene İngiltere merkez bankasının (BoE) başına geçecek Kanadalı Mr Carney’de buna benzer bir fikir ortaya attı aynı hafta içinde. Fed para politikasını işsizliğe bağlarken BoE için tartışılan hedef nominal büyüme. İçinde hem reel büyüme hem de enflasyon hedeflemesi var. Akıl almaz!

Ülkemizde yatırım açısından biraz borsa olsa da daha çok kısa vade Euro/dolar tahminleri dışında fazla bir şey ile ilgilenilmediğinden Bernanke’nin konuşması sırasında ve akabinde en çok yazılan yeni para politikası hedeflerinin pariteye etkisi oldu. Ekonominin ve muhasebenin basit kurallarını bir kez daha hiçe sayılarak “Fed para basmaya devam ediyor, dolar düşecek” yorumları yapıldı. Böyle stratejilerin en güzel yani doğru analiz yapanlara ciddi para kazanma şansı yaratması. 

Bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyorum: Fed’in para politikası gerçek anlamda “para yaratmıyor”, yaratamıyor çünkü banka kredileri hala büyümüyor. Neticede ortaya dolar saçıldığı yok. Sadece bankalarla Fed arasında bir rezerv alış verisi gerçekleşiyor. Krediler artarsa otaya çıkacak olası para (contingent money). Zaten aksi olsa bu kadar rahat neredeyse ucu açık para politikası izlemezler. 

Global dolar arzı ABD cari işlemler açığından doğar. Burada da mali uçurum çok önem kazanıyor. Uçuruma düşülebilir diye dolar satanlar biraz daha orta ve uzun vadeli yatırım yapanlar için çok cazip fırsatlar yaratıyor. Çünkü uçurum çok ciddi kemer sıkma demek. Devlet harcamaları düşüp vergiler (yani kamu sektörü tasarrufları) artarsa ve yerine ozel sektör harcamalarını arttırmazsa – ki son günlerde gelen zayıf veriler özel sektörün gelecek sene için endişeli olduğunu söylüyor --  bunun en büyük etkisi ciddi şekilde azalan cari işlemler açığı olur. Bu benim fikrim değil aktif-pasif gibi basit bir muhasebe dengesidir. Sonuçta bir anda global dolar arzı azalır ve bu durum dolarda değerlenme yönünde ciddi bir baskı yaratır. 

Anlaşma sağlanamadan uçuruma net düşüş ya da anlaşma ile net kurtarış 2013 için tek hamle yaparak ciddi fırtsalar doğuracak gibi görünüyor. İkisi arası gri bölge daha sık trade gerektirebilir. 

Madalyonun öteki yüzü daha vahim aslında. Hafta sonu Yılın Kadını seçilen Frau Merkel yaşlı Almanya’nın başta olmak üzere EruoSon’un ancak daha çok tasarruf yaparak krizden çıkabileceğini dile getirdi. Almanlar biraz daha tasarrfu ederse EuroSon çatlayacak… Ardından Cuma günkü hareketin ardından bugün teknik analizci arkadaşlar 1,40’ları telaffuz etmeye başladı paritede. Böyle bir seviye EuroSon için berbat. Daha önce de yazdığım gibi ECB bir şekilde zayıf Euro hedeflemeli. Ancak işin kötüsü Euro’yu zayıflatmanın kısa yolu bölgede kriz ortamı yaratmak. İşler ne zaman iyiye gidiyor gibi görünse Euro kuvvetleniyor. Gel de çık işin içinden Mr Draghi. Bu arada Japon merkez bankasının da seçimler sonrası kuvvetle muhtemel agresif bir şekilde zayıf Yen hedefleyeceği düşünülerse hangi kur değer kazanacak diye düşünüyor doğal olarak insan. İsviçre frangı mı? SNB onu Euro’ya bağlamadı mı?