Tuesday 13 September 2011

Sold in May and went away… Coming back after St Leger’s day


Mayıs’ta sattık, tatile çıktık. St Leger’s day geçen Cumartesi’ydi. Geri geldik. Acaba bu eski piyasa deyimi yerini bulacak mı? Geçen hafta olanlar bu konuda pek bir ümit ışığı vermese de ben bu süreçte kendime uzun bir aradan sonra “Acaba?” sorusunu sormaya başladım. Şubat ayında risk-getiri dengesinin artık olumlu olmadığını yazmıştım. O zamandan beri de pozisyon taşıma konusunda pek hevesli değildim. Ancak şimdi risk-getiri dengesi olumluya dönüyor mu?

Bu satırları okur okumaz aklınızdan neler geçtiğini tahmin edebiliyorum. Ancak bir düşünün. Ben Mayıs 2010’dan beri Yunanistan iflas, Euro tehlikede diye yazıyorum. Gelinen nokta sürpriz değil. O yüzden adını EuroSon koydum.  Ancak sanki artık bütün olumsuzlukları biliyoruz gibi. Bakın fiyatladık demiyorum. Onu bilmek çok zor.  Tabi ki her an başka bir “olay riski” ile karşılaşabiliriz. Zaten öyle olmasa teknik analizci arkadaşların bana hatırlattığı gibi ABD hariç birçok endeks 2009’dan beri yaptığı getirinin üçte ikisini geri vermezdi kısa bir sürede.  

Avrupa’da artık tabular yıkılıyor, net bir şekilde Yunanistan’ın ne şekilde default ettirileceği ve olası bir salgının nasıl önleneceği konuşuluyor. Politikacıların ‘’Euro her şeyin üstünde’’ söylemeleri gerçeği yansıtıyorsa herkes elinden geleni yapacak gibi görünüyor. Tabi sonuçta burası Avrupa. 2 hafta önce bile komisyon üyeleri durumun piyasaların yarattığı bir kriz olduğunu söylüyorlardı. Hızlı hareket etmeme, edememe riski yüksek yine de…    

Açıkçası Obama’nin açıkladığı pakete gelen olumsuz tepkiyi de anlamıyorum. Bence doğru yönde atılmış adımlar. Belki benim Başkandan beklentilerim o kadar düşük ki bana olumlu geldi yeni önlemler. Neticede gelecek sene büyümeyi tehdit eden ve piyasayı üzen aşırı kemer sıkma biraz azaltılmış oluyor be şekilde. Kongreden geçip hemen uygulanırsa yeni paket büyümeye katkı yapacak sanki gelecek sene.  

Tam alım noktası mı bilemem. Ben teknik analizci değilim. Piyasaların en alt veya üst noktaların yakalayacağım diye bir iddiam yok. Kurt puslu havayı sever.

No comments: