Monday 14 February 2011

King Valentine


Sevgililer gününde bence en anlamlı mektup İngiltere Merkez bankası başkanı Mr King’den hazine başkanı Mr Osborne’a gidecek. Ancak bu mektupta aşk sözcükleri olmayacağı kesin. King bir kez daha böyle anlamlı bir günde Osborne’a istediğini veremediği için özür dileyecek. Çünkü enflasyon yine hedefin üzerinde çıkacak. Bu beni rahatsız etmediği gibi bono faizleri seviyesine bakarak bono şahinlerini (vigilante) de pek endişelendirmiyor olduğunu söyleyebiliriz…

Son haftalarda bana gelen araştırmalara şöyle bir göz attığımda yatırımcılar için en önemli konunun enflasyon olduğunu görüyorum. Özellikle gelişen ülke ekonomilerinde enflasyon en büyük risk olarak göze batmakta. Yakından bakıldığında fiyat artışlarının çoğunun yiyecek enflasyonu olduğu ortaya çıkıyor. Enflasyonun artış gösterdiği birçok ülkede merkez bankaları faiz artışlarına devam ettiğinden ciddi bir aşırı ısınma riski yok gibi şu safhada. Çin en büyük soru işareti gibi görünse de Hindistan’da riskler daha yüksek. Zaten son zamanlardaki piyasa performansı da bunu net bir şekilde ortaya koyuyor.  

Daha ilginç bir konu ise gelişmiş ülke bono faizlerindeki yükseliş. Ben genelde bunu olumlu algılıyor ve büyüme beklentilerinin bir uzantısı olarak kabul ediyorum. Ancak teknik anlamda bakmak gerekirse bono faizlerini enflasyon beklentileri ve kredi riski toplamı olarak ifade edebiliriz. Bono faizleri arttıkça bir kısım yatırımcı gelişen ülkelerdeki enflasyonist baskılara işaret edip bunun gelişmiş ülkelerde de ortaya çıkabileceği riskinden kaynaklandığını söylüyor.  Büyük Britanya’yı bir kenara koyarsak ben bariz bir risk görmüyorum. Ancak bono faizlerinin bu kadar düşük kalmasının arkasında %0 civarlarındaki merkez bankası faizlerinin ve QE’lerin olduğunu biliyoruz. Büyüme ile beraber deflasyon riski ortadan kalkıp enflasyon da normalleşince bono faizlerinin bunu yansıtması doğal. O yüzden şu andan büyüme ve enflasyon beklentileri ayni kategoride fiyatlanıyor. 

İkinci değişken olan kredi riskinin bono faizlerini nasıl etkilediğini net bir şekilde PIIGS içinde gözlüyoruz. Portekiz %7 seviyelerinde borçlanıyorsa bunun ciddi bir bölümü “geri ödeyememe riskidir” (default).   Çünkü ülkede enflasyon değil deflasyon en büyük sorun olmaya devam edecek. Piyasada her “başarılı” bono ihracından sonra bir zafer kazanılmış havası estirilse de bu faiz seviyelerinde her borçlanma Portekiz ve diğer PIIGS üyelerini default’a daha yaklaştırmakta.  

Genel anlamda baktığımızda birçok konuda dünyada ayrışma ortaya çıkmış durumda. Enflasyon ve kredi riski bunlardan birkaçı. Bunların neticesini farklı piyasa performanslarından takip edebiliyoruz. Artik 2009-2010 kadar kolay değil karlı yatırım yapmak.

No comments: