Wednesday 25 August 2010

Yapısal Sorunlar ve Dönemsel Faktörler

Ağustos başında TV’de euro’dan tekrar dolara dönülmesi gerektiğini söyledim. Şimdi bakıyorum da zamanlaması gerçekten çok iyi olmuş. Kendimi bile şaşırttım. “Euro’nun yapısal olarak zayıf kalması gerekir ancak herkes kayığın aynı yanında” söylemimden sonra euro benim tahminimden çok daha hızlı ve fazla değer kazandı. Benim hipotezim bu hızlı değer kazanmanın ardinda Avrupa bankalarinin stres test öncesi ABD’de dolar cinsinden borçlanıp euro’ya çevirmesi var. Kanıtlamak için önümüzdeki aylarda banka bilançolarini yakından incelemek gerekecek.

Sonuçta benim bu çıkışa yeter demem, artık bazı analistlerin anlamsız nedenlere bağlamasıydı bu trend karşıtı (counter trend) haraketi. Genel anlamda fiyatlar hareket edip analistler temel analizlere dayanmayan ve mantıklı olmayan kavramlarla bu durumu açıklamaya çalışıyorsa kırılma noktası yakın demektir.

Nedense herkes son haftalarda Eurozone’da bütün sorunlar çözülmüş gibi hareket ediyordu. Bir kaç olumlu veri, ki bunların olumlu olduğu da tartışılır, moralleri fazlasıyla düzeltmiş görünüyordu. Ben bir kez daha yazıyorum: Eurozone’un bu şekilde devam etmeme şansı yüksek. Pimco CEO’su Muhamed El-Erian söylediği gibi “yapısal sorunlar yapısal çözümler gerektirir”. Dönemsel faktörler ancak yara bandı olur. Er ya da geç yapısal sorunlar tekrar ortaya çıkar. Bu yapısal rahatsızlıkları bir nebze azaltacak faktörlerin başında da zayıf euro geliyor. Sorunları çözmese de en azından düzletme sürecinin biraz daha az sancılı geçmesini sağlar.

Bugünlerde ne zaman Avrupa’nın sorunlarından bahsetsem herkes ağız birliği etmiş gibi bana Almanya’dan gelen iyi ekonomik verileri gösteriyor. Çıkan rakamlar içinde benim ilgimi çeken veri son çeyrekte bir öncekine göre %2.2 büyümesinden çok (birleşmeden sonraki en iyi rakam) büyümenin biraz hızlanmasının bütçe rakamlarına etkisi. Sonuçta sıkça söylediğim gibi büyüme – yeterince olmaması -- şu anda global anlamda bir numaralı sorun. Eğer hızlı büyüyebilinse bütçe açıkları baş ağrıları olmaktan çıkacak. Bunun dışında sorunumuz Almanya'nın ne kadar büyüdüğü değil nasıl büyüdüğü. Detaylar şu an için Almanya'daki ekonomik büyümenin Eurozone için pek olumlu olmadığını işaret ediyor.

Geçen yazımda güçlü dolar ile olumlu piyasa görüşüm arasında bir çelişki olabileceğini belirtmiştim. Kriz sonrası tekrar dolar standardına donulduğu için dolar ile finansal varlıklar arasındaki bir ilişki olması gayet doğal. Ancak ara sıra gözlenen sıkı korelasyon pek doğal değil. Ayni şekilde hisse senetleriyle petrol fiyatları arasındaki korelasyonu da açıklamakta güçlük çekiyorum. Temel anlamda bunun tersi olmasını beklenir.

Bu iki durumda da bence önemli faktör global kıstas (benchmark) faizlerin aşırı düşük olması. Bu durum paranın fiyatı ile varlıklar arasındaki etkileşimi kırıp varlık değerlemelerini zorlaştırdığı için fiyatlar başka şekilde oluşuyor ve yukarıda belirttiğim ilginç korelasyonlar çıkıyor ortaya. Kısa vadede bu çeşit etkileşimler olabilir ancak ben bunların orta vadede sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. O yüzden dolar tahminimle piyasa görüşüm arasında bir çelişki olmadığı görüşündeyim.

No comments: