Jim Rogers’i çeşitli ortamlarda canlı dinleme fırsatım olmuştu geçmişte. Bu sefer medyadan takip ettim ülkemize olan ziyaretinde söylediklerini. Genelde pek aynı fikirde olmayız ancak bu sefer iki konuda kendisine katılmamak mümkün değil. Jim global anlamda konuşmuş olsa da ülkemiz için çok önemli konular bunlar.
Uzun süredir
BloombergHT’deki programımızda ve diğer konuşmalarımda Türkiye’nin nısbi avantajlarının
iki T olduğunun altını çiziyorum. Bunlar tarım ve turizm. Tekrar hatırlayalım. Ülkelerin
diğer ülkelere göre nisbi avantajları, şirketlerin ise diğer şirketlere göre
rekabet güçleri vardır. Türkiye’nin rekabet gücü demek teknik anlamda doğru olmadığı
için sıklıkla kavram karmaşasına yol açıyor. Ülkemizin hem tarım, hem de turizm
konusunda Allah vergisi nisbi avantajları vardır ve bunlar sonuna kadar kullanılmalıdır.
Tarım arazisine
yatırım yapanların ne çeşit arabaya binecekleri konusunu tahmin edemesem de Jim
Rogers’in global anlamda tarımla ilgili söylediklerini ülkemiz açısından çok
doğru buluyorum.
Finans konusunda
da fikirlerimiz örtüşüyor. Finansın global anlamda uzun yıllar sürecek bir düşüş
yaşayacağını düşünüyorum. Her ne kadar Türkiye’de bu sektörde daha gidilecek bayağı
bir yol olsa da global anlamda sektör çekiciliğini kaybetmeye devam edecek. Fikri
ilk ortaya atanlardan olsam da kriz sonrası ortaya çıkan küresel konjonktür, İstanbul’un
finans merkezi yapılma projesinin iyi etüt edilmesi gerektiğini gösteriyor.
Jim Rogers bir de altın
konusunda olumlu konuşmuş. Ancak “10 yıl sonra $2500 olabilir” söylemi, tahmin
edebilme yetisi açısından fazla iddialı ama getiri açısından çok cazip değil.
Bu yıllık dolar bazında %5’e denk geliyor. TL kazanan ve TL ortamında yaşayan bir kişi bundan
daha iyi bir getiriyi devlet tahvillerinden de yapabilir. Hem de kur riski
almadan. Yatırım riskini dağıtma anlamında mantıklı olabilir ancak altında
yüksek getiri bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmıştır Jim.
Hristiyan dostlarımın Paskalya Bayramını kutlarım.
No comments:
Post a Comment