Pazar günü kafanızı fazla karıştırmak istemem. Bu yüzden geçen
hafta toplantılarda alınan kararlarla ilgili gelen sorulara ben de bir soru
ile karşılık vermek istiyorum:
Eski Maastricht kriterlerine rağmen bu duruma gelindiyse
yeni otomatik tokat yöntemi neden başarılı olsun? Öyle ki Maastricht kriterlerinin hayatta kaldığı
süre aslında global ekonominin çok hızlı büyüme trendinde olduğu ve borçluluk
oranlarının düşük seyrettiği bir periyottu.Yeni kararların uygulanmaya başlanma noktası oldukça sıkıntılı.
Nasdaq köpüğünün patlamasının ardından gelen çok kısa süreli
bir yavaşlama sonucunda bile 2001’de 4, 2002 de 4, 2003’de 5 ülke bütçe açıklarında
kriterleri deldi. Almanya üç yıl üst üste ve Fransa iki yıl üst üste bütçe
kriterlerini tutturamadı ancak birbirlerini affedince hiçbir yaptırım olmadı. Ekonomi
101 okuyan her öğrenci bilir. Ekonomik daralma veya yavaşlama sürecinde kemer
sıkma, işleri daha da vahim hale sokar. Bunların ışığında mali birliğe koşmak
biraz göle maya çalmak gibi sanki…
Mali tarafta (solvency)
çok olumlu olmamakla beraber likidite tarafında daha olumluyum açıklamaların
ardından. Kısaca iş bölümü: “IMF, sen sovereign
(ülke) tarafla ilgilen…ECB, sen de bankalarla”. Durum böyle olunca ECB’nin
piyasaya likidite sunmasının önünde engel kalmadı. ECB ülkeler için lender of last resort (son borç veren) olmak
istemiyordu. Bankalar için böyle bir görev üstlenmesi doğal. Bu durum piyasadaki
teminat sorununu da azaltacağı için kısa vadede kredi daralamasana engel
olabilir. Olur diyemiyorum. Çünkü piyasa bütün bu açıklamaları olumsuz karşılarsa
artan risk yönetim bazlı teminat talebi yine toplam teminat arzını aşabilir. O yüzden
önümüzdeki günler kritik olmaya devam edecek.
Tabi ben bunları yazarken hala kredi derecelendirme kurumlarından
bir haber çıkmamıştı. Burada gerçekten ilginç ve derin bir soru var: Sub-prime
krizinde önemli rolü olan kredi derecelendirme kurumları acaba EuroSon’un da
tetikleyicisi olmak konusunda ne düşünüyorlar? Tahminim şu anda kapalı kapılar ardında
en çok tartışılan konu budur.