Avrupa kupası ikinci
maçları öncesi gazeteler takımlarımız için bu soruyu sorar ve alternatif
cevaplar verir. Yunanistan için bu soruyu sorduğumuzda cevap çok net:
atlayamaz. Hadi biraz daha ılımlı olalım. Almanya ülkeyi bir eyalet olarak
edinirse belki işler düzelir.
Nasıl bu kadar rahat konuşabiliyorum? Son kurtarma operasyonunda başrolü oynayan IMF’nin kendi
senaryo analizlerinden yola çıkarak. 2020 yılında borcun milli gelire oranının %129’a
düşmesi için Yunanistan'ın 2012 yılında %-4,2, 2013'de %0, 2014'de %2,3 GSYIH büyümesi
elde etmesi gerekiyor. Karamsar senaryo şöyle (bana makul gelen bir senaryo): 2012’de %4,8 (baz
senaryodan sadece 60 baz puan daha yavaş), 2013’de %1 (baz senaryodan sadece %1
daha yavaş) küçüldükten sonra 2014 yılında ancak artı büyümeye geçildiği durumda
2020 yılında borcun milli gelire oranı %160 olacak. Yani ilk üç seneki
rakamlarda ufak oynamalar bile 2020 yılında borç oranı üzerinde büyük etki
yapıyor. Burası Atina, buradan çıkış yok.
Ara sıra gazeteler
Yunanistan’ın adaları Türklere satması gerektiğini yazıyor. Fena olmaz ama
sanki pek de olmaz. Ama iş oraya gelene kadar daha kolay ve mantıklı bir çözüm
var. Atina kapılarını genç Türk çalışan nüfusa açsın. Olumsuz uzun vade büyüme rakamlarının
altındaki en büyük sorun demografi. Bu önerim bu sorunu net bir şekilde çözer.
Uzun vadede artan iş gücüne katılım ve genç nüfusun verimli çalışmalarıyla potansiyel
büyüme oranı ciddi bir şekilde artar. Üç çocuğu burada yapacağımıza Ege’nin öteki
kıyısında yapalım.