Hafta başında bir
telefonla uyandım. Açtım. Uyandırma servisi:
Erda Bey, Euro/dolar 1,20’ye gelince uyandırın diye talimatınız
vardı…
Hemen klavye başına
geçip bununla ilgi bir şeyler yazmak yerine birkaç gün beklemeye karar verdim. Yüklü
bir hafta olduğu için her an her şey olabilir diye düşündüm. Nitekim birçok şey
oldu. Veriler genelde bizim Shocks and
Surprises ölçeğinde şok ağırlıklı geldi. En azından önemli olduğunu düşündüklerim.
Ama en büyük haber şüphesiz Sayın Draghi’nin daha çok Avrupalı politikacılardan
duymaya alışık olduğumuz ve kanıksadığımız açıklamaları oldu. Piyasalar bir
anda coştu. Euro son zamanların en hızlı değer kazançlarından birini yaşadı.
Hep yazıp söylediğim
gibi Sayın Draghi beğendiğim bir merkez bankası başkanı. Öğrencilerime Başkanın
basın toplantılarını dinlemelerini şiddetle öneriyorum. Özellikle soru-cevap bölümleri
Avrupalı dostlarımızdan duymaya alışık olmadığımız kadar açık ve aydınlatıcı. ECB’nin
neler yapabileceği ve imkanlarının sınırları konusunda hep çok açık sözlü oldu
kendisi. Ancak dünkü konuşması için ayni şeyi söylemek zor. Ben okuyunca piyasaların aksine karamsarlığa kapıldım.
Ya gerçekten üstü kapalı mesajlar vermeye çalıştı ya da kendisini piyasa
psikolojisine kaptırdı. Buradan
tüm metni okursanız göreceksiniz ki aslında Euro projesinin hem demokrasi ile bağdaşmadığını
hem de “finansal parçalanmaya” yol açtığını alenen deklare etti. Finansal
sistemin ancak 2 büyük LTRO sonucunda ayakta durabildiğine de ifade ediyor.
Bütün bunlara rağmen
tam bir politikacı üslubuyla Euro projesini sürdürmek için ne kadar ciddi bir “irade
güçleri” olduğundan bahsediyor. Ve piyasaların yüzünü güldüren söylem geliyor: “gereken
her şeyi yaparız”. Arkasından bir yemin etmediği kalmış! Bunları duyanlar bir
anda kurtarılacak Euro’nun çok daha değerli olması gerektiği kanısına varıyor
nedense…
Euro gerçekten kurtarılma
yönünde bir yol kat edecekse ilk olması gereken değerinin çok daha aşağılara inmesi. Fikirlerine saygı duyduğum Harvard profesörlerinden Martin Feldstein 2 gün önce FT’deki yazısında (buradan
ulaşabilirsiniz) çok daha zayıf bir Euro’nun durumu kurtarabileceğini yazıyor. Şüphesiz
zayıf Euro bölge ülkelerinin dış dünyaya karşı çok daha rekabetçi olmasını sağlar.
Ancak sorun blok içindeki rekabet sorunu. Zayıf bir Euro, Almanya’yı inanılmaz
daha rekabetçi kılarak bölge ülkeleri arasındaki sorunu çözmeye yolunda çok mesafe
kaydettirmez.
Sonuçta Sayın
Draghi her ne kadar ne yapacağı, ya da daha önemlisi, ne yapabileceği konusunda
hiçbir ipucu vermemişken gelecek hafta için kendisini bağlamış oldu. Piyasa çok
büyük bir sürpriz bekliyor. Aksi halde ciddi bir düzeltme kaçınılmaz. Buradaki
ironi ise ECB’nin yapacağı her şey Euro’yu zayıflatma yönünde olacak, daha doğrusu
olmalı.
Bana uzun bir uyku
daha görünüyor. Bu sefer seviyeleri çok daha aşağıya koymak gerekecek. Feldstein
0.84 telaffuz etmiş yazısında…