Biz karar mekanizması
açısından AB’yi ABD gibi yapalım derken tersi olmaya başladı galiba. Mali uçurum
görüşmelerinden ne çıkacağı konusunda fikir beyan etmenin güç olduğunu yazdım
geçen sene sonu. Birçok yatırım bankası iki gündür sonucun beklentileri doğrultusunda
olduğunu yazıyor. Durum bu ise piyasa neden bu kadar olumlu reaksiyon versin
ki? Fiyatlanmış olması gerekmez miydi? Ya bu raporlar okunmuyor ya da okunanlar
kale alınmıyor. Ne yatırımcıları ne de analistleri suçlayabiliriz. Birincisi yılsonu
yatırımcıların eline o kadar çok rapor geçiyor ki küçük bir bölümünü bile bütün
seneyi alır. Bir diğer konu ise o kadar
çok pazarlık oldu ki kapalı çarşıya döndü Washington. Washington Post gazetesinde
yayınlanan yukarıdaki tabloda da görüleceği gibi çok kısa bir zaman diliminde
ciddi revizyonlar oldu taleplerde ve sonuçta dağ fare doğurdu.
Her ne kadar
yatırımcılar “mali uçurum” lafını “piyasayı uçurun” olarak algılayıp borsaları kanatlandırsalar
da işlerin daha iyiye gittiği tartışılır. Belisizlik sürmekte ve bunun
neticesinde iki önemli konu beni halan rahatsız etmekte:
- Yılın son aylarında çıkan zayıf ekonomik verilerin büyük bir kısmı mali uçuruma ithaf edildi. Özel sektör hala önünü göremiyor ve şirket bilançolarındaki rekor nakite rağmen yatırımın böyle bir ortamda artmasını beklemek doğru olmaz
- Kredi derecelendirme kurumları ABD’yi mercek altına almış durumdalar. Moody’s Aa1’e not indirim riskini açıkça belirtiyor.
Bu riskleri göz ardı
etsek bile ABD ekonomisi büyük ihtimalle %2 gibi bir büyüme yakalayabiliyor
2013’de. Bu işsizlik konusunda Fed’i üzmeye devam edecek bir rakam. İşsizlik
seviyesini para politikası hedefi ilan eden bir merkez bankası için hızlı bilanço
büyümesi kaçınılmaz. Yani yazı geldi ben kazandım, tura geldi sen kaybettin…
Yukarıda bahsettiğim
iki kritik risk atlatılabilinirse tek endişe piyasanın bir ara “Fed ne yaparsın
yapsın bu ekonomi düzelmez” sonucuna varması olur. O duruma gelene kadar da Mali Uçurum 2 – Şubat Ayında Sinemalarda
ilk ralliyi kaçıranlara piyasalara girme şansı tanır diye düşünüyorum.
Son olarak sizlerle
ünlü ekonomist John Taylor’ın yayınladığı mevcut durumda ABD’de borcun GSYİH’ya
oranını gösteren grafiği paylaşmak istedim. Herkese iyi yıllar.