Tuesday, 13 October 2009

IMF toplanti notlarina ek

Toplantilarin ardindan biraz dusunme firsatim oldu. Aklimda kalan en onemli konu su: Toplantilarda otoritelerin yaptigi en koordine politika yatirimcilarin gonlunu ferah tutma cabasiydi. Oyle dusunuldugu kadar kolay birsey degil bu. Bono yatirimcisina “korkma, para politikalarinda enflasyon bas gostermeden zamaninda geri adim atilacak (Exit Strategy)” fikri pazarlanirken hisse senedi yatirimcisina “endise etme buyume geri gelene kadar ekonomiye para ve mali destek surecek” dendi. Ve benim gordugum kadariyla yatirimcilar bu “mukemmel firtinanin” ardindan gelecek mukemmel zamanlaya sicak bakiyor. Herkes para yapmis, mutlu gorunuyor. Sene sonuna dogru hic kimse suruden ayri kalmak istemediginden herkes birbirini kolluyordu. Benim tahminim dorduncu ceyrekte bircok fon yoneticisi kendi benchmark’larina yakin durup blue chip hisselere ve bonolara yatirim yaparak sene basindan beri yaptiklari getirileri korumaya calisacak.

Exit Strategy konusuanda zamanlamalarin farkli olacagini, burda senkronize bir haraket beklemenin yanlis olacagini son TV programinda soylemistim. Ben Asya’dan beklerken Avustralya basi cekti. Ama benzer sebeplerden dolayi. Ekonomik gostergeler artik asiri bir destegi gerektirmeyecek konuma geldi Avustralya’da. Bu sekilde bircok Asya merkez bankasi da yavas yavas kendi yollarina gitmeye calisacak. Calisacak diyorum cunku global dengesizlilerin cozulmesi acisindan Asya’nin ekonomik destegi daha uzun sure devam ettirmesi icin ciddi baski var geslimis ulkeler tarafindan. Ama bence bekledigimiz ayrisma gerceklesiyor. Ayrica Avustralya faiz arttirimina piyasanin olumlu tepkisi diger merkez bankalarini cesaretlendirecek diye dusunuyorum.

No comments: