Sunday, 9 May 2010

Kısa Kısa

• Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim. Ben çok olumsuz değilim. Bunu aşırı rehavetin ardından arzu edilen bir düzeltme olarak görüyorum. İşlerin gerçekten kötüleşme olasılığı düşük diye düşünüyorum ama yine de yakinen takip ediyorum.

• Paul Krugman: “Lehman Borthers sonrası gibi olmaz. Yunanistan LB kadar global bağlantılı değil”. Roubini: ”Yunanistan buz dağının sadece görünen kısmı. Borç krizi yayılabilir…” Bu iki söylemde de bir katıldığım bir de katılmadığım bölüm var. Yunanistan’ın LB gibi olmayacağına katılıyorum ama bunun nedeni bağlantı değil başka faktörler. Buz dağının tepesi olduğu kesin ama bence bir krize sürüklenmiyoruz. Bu iki söylemde katılmadığım ve fazla endişeli olmamamın altında yatan faktör, özellikle ABD özel sektör bilançolarında düzelme. Birleşik Krallıklar (Büyük Britanya), Asya, Japonya ve AB’nin bir bolumu ciddi tasarruf fazlası veriyor. Daha önce de defalarca yazdım. Global ekonomide bir tasarruf fazlası durumu ortaya cıktı. Bu da borçlu ülkelerin topyekun krize sürüklenmesini engelliyor. Bakin Japonya %200 borçla kriz yaşamadı. Bunun nedeni her yıl özel sektör tasarruf fazlası vermesi.

• Euro ne zaman alınır sorusuna hala “daha erken” diye cevap veriyorum. Satın Alma Paritesi 1.25 civarında. Ancak değerlenme tarafında çok fazla “overshoot” oldu. Neden aşağıya doğru da olmasın? Tabi, su da bir gerçek: overshoot hesaplanamayan bir kavram. Ancak her ne kadar AB hafta sonu Euro’yu destekleme kararı almış olsularda orta vadede zayıf kurun yararlı olacağını bilmiyor olamazlar diye düşünüyorum. Gecen hafta yazdığım aşırı sert düşüşten dolayı böyle bir açıklama gelmiş olmalı.

• Piyasalarda düşüşe sebep olan başka faktörlerde var. Çin’de bir yavaşlama bekleniyor. O yüzden emtiaya satış geldi. Bu iki olay da aslında pozitif. Hem Çin yavaşlamalı, hem de emtia fiyatları fazla yükselmemeli. Eğer Çin ekonomisi şu anda yavaşlatılmazsa artan ivme çok daha sert kararlar gerektirecek ve çok daha büyük piyasa etkisi olacaktı. Öte yandan emtia fiyatları bir tarafta tüketiciye bir vergi öte yandan da enflasyonu körükleyici bir faktör. Petrol tüketici ülkelerden üreticilere servet transferinin hiç zamanı değil.

• Piyasayı üzen bir baksa faktör de Goldman Sachs. Acaba büyür mü diye endişe var. Bankalarla bir ara hesaplaşma olması kaçınılmazdı. Finans sektöründe yeni düzenlemelerle ilgili bir panelde yer aldım gecen hafta. Sonuç: işler eskisi gibi olmayacak. Bunun için yılbaşından beri banka sektörünün piyasada lider olmayacağını soyluyordum. Bu öngörüm doğru çıktı diyemem ama ben fikrimi değiştirmiyorum.

• ABD’de iyi veriler gelmesinin piyasaları rahatlatabileceğini yazmıştım. İlki istihdam tarafında geldi. Rakamlara nasıl bakarsanız bakin çok olumlu. İşsizlik arttı gibi görünse de aldırmayın. Bu iyiye alamet. İş arayan sayısı artıyor. Yani güven tırmanışta. Tabi burada sorulması gereken soru bu tip olumlu verilerin Fed’i faiz tarafında ne zaman harekete geçireceği. Cuma günkü istihdam rakamlarında başka bir iyi haber de birim başına maliyetlerdeki düşüştü. Enflasyon ortaklıkta yok. Fed’in hareket alanı geniş. Piyasalarda panik azalırsa başlayabilir normalleşme sürecine. Ancak ECB uzun bir sure çıkamayacakken Fed’in faiz artırımı paritedeki dolar lehine ivmeyi arttırabilir.

6 comments:

merttasciıglu said...

Erda Hocam Merhaba,
Ben 4 yıldır Türkiye ve dünya ekonomisini ve daha çok borsaları takip etmeye çalışıyorum. Şu aralar MBA programında bu ilgimi derslerle pekiştirmeye de çalışıyorum. Son 1 yıldır hisse senedinden vob a geçip öğrenme bedelini ödeyen küçük yatırımcılardanım aynı zamanda :)

Benim şöyle bir düşüncem var Doların bukadar değer kazanması ABD de gelecek dönemlerdeki bilançoların şimdiki kadar iyi olmayacağını düşündürüyor bana. kriz zamanından bu yana artan emtia fiyatları da bunu destekliyor. Öbür yandan değer kaybeden euro ile beraber ab deki ekonominin canlanmış olacağı (bizim ihracatımızın büyük bölümünün ab ye olduğunu varsayarak)bunun da bizim ülke ekonomimize pozitif yansıyacağını düşünüyorum. Tabi ab de çok fazla sorunlu ülke var gibi görünüyor bu euro nun düşüşüyle gelen canlılık ta yeterli olurmu kestiremiyorum.

Kafamdaki soru imkb ve vob bizim ekonominin iyiye gidişine mi odaklanır yoksa abd de gelecek nispeten kötü bilançolar ve olası yeni kriz spekülasyonlarının etkisinde mi kalır?

Ben 2. ihtimali daha yüksek görüyorum ve vobda(dolayısıyla imkb de de) haftalık grafiklerde alçalan bir dip yapacağımızı ve trendin böylece ya sizin geçen haftalarda gösterdiğiniz dow grafiği gibi uzun vadeli yatay seyre yada aşşağı yöneleceğini düşünüyorum.

Blogunuzu bilgeyatırımcı.com da duydugumdan beri büyük keyifle takip ediyorum. Ayrıca Türkiye ye hoşgelmişsiniz. Umarım bende bir an önce dönerim.

Saygılar.
Kolay Gelsin.

Unknown said...

Turkiye'de kisa vadede cok carpici bir hikaye oldugunu dusunmuyorum. O yuzden dis etkenler daha on plana cikacak fikrindeyim. Ancak yabanci yatirimcilarin Turkiye aski hala devam ediyor. Bu yuzden para girisi yuksek seyrediyor.

AB'deki yavaslama yerli taleple buyuen Turkiye'de riskleri arttirir. O yuzden dun alinan kararlar bu isin altina bir cizgi cekme anlaminda onemli.

tunck. said...

NE DOLAR NE EURO

Geçenlerde bir yazıda böyle devam ederse ayaklanma korkusuyla yaşayan politikacılar "bütün dünyayı Yunanistan yapacaklar" deniyordu. Politikacıların bildiği tek şey para basmak, bas bas bas; nerdeyse bütün dünya kazancının üstünde yaşarken frene basılacağına gaza basıyoruz. Bu devam ederse duvara çarpacağımız kesin, o nedenle ne dolar ne euro yapılacak tek yatırım altın, gümüş...

Unknown said...

para basma konsepti yanlis anlasiliyor. sansasyonel yaklasimlara kapilmamak lazim. Fed ne pahasina olursa olsun kredi tikanmasini cozecegini soyledi ve cozdu. bu surecte Fed finans sektorunun yerine gecti.

ECB durumu daha karisik. Ulke bonolarini aldiklari icin aslinda kapital dagilimin mudahele etmis oldu. sonuclari daha vahim.

tunck. said...

Nassim Taleb'in dediği gibi risk yönetiminde amaç "kırılganlıkları belirlemekten"geçer,şu anda görünen iki tane alan var:
1-Gelecekle ilgili tahminleri her an yanlış sonuca götürecek şekilde artan borcla karmaşıklığın da giderek artması,
2-Özel sektör borçlarının kamu borcu haline getirilmesi ve bunun ödenmeme riskinin borç attıkca yükselmesi

Bunlar kırılganlığı hızla arttırabilen tahminlemeyi zorlaştıran alanlar,

Kırılganlığı azaltmanın yolları
1 ve 2. maddeleri Yunanistan nasıl azaltmaya çalışıyorsa öyle azaltmak
yoksa "bütün dünyanın Yunanistan olma" riski var ve bence gerçek.

Unknown said...

Taleb'in bloomberg'deki son mulakatini dinlediniz mi?