Monday, 12 April 2010

Kurtarma ve yok olan riskler

Yunanistan’a verilen paketin büyüklüğü benim için de sürpriz oldu ve Yunan bonolarının yatırım için uygun olmadığı görüşüm su an yanlış cıkmış gözüküyor (Bu konuda bazı dostlarım beni uyarmıştı. Herhalde onlar Almanlarla daha iyi iletişimde). Özellikle çok ciddi yaptırımlar olmadığı haberleri geliyor.

Bu son bolum Euro’yu tekrar gündeme getiriyor. Benim burada fikrim değişmedi. Herhangi bir kurtarma operasyonu ardından Euro’daki çıkısı ben satış fırsatı olarak görüyordum. Burada paketten çok ön plana çıkan bence hala Eurozone içersinde büyüme sıkıntısı olacak.

Marttan bu yana büyük parayla her şeyin çözülebildiği fikri artik bayağı bir yerleşti. O bakımdan eğer açıklanan bu pakette bir değişiklik olmazsa de kısa vadede piyasaları daha da rahatlatir. Aslına bakarsanız bu risk zaten piyasaları çok rahatsız etmiyordu. Ancak belirsizliğin ortadan kalkması her zaman iyidir.

Simdi geriye kısa vade tek risk ABD ve Çin’in Rab üzerinde antlaşması kaldı. Burada da olumlu gelişmeler var. ABD Cin’i kur manipülatör olarak suçlama durumunu erteledi. Akabinde Geithner Çin’e uçtu. Piyasalar kısa vadede Rmb yukarı kur ayarlamasına kesin gözüyle bakar oldu. Önümüzdeki günler bu konuda önemli…

Tabi bir de gelişmiş ülkelerde uzun vadeli borç stoku ve bütçe açıkları sorunu var. Yunanistan buradaki rahatsızlığı biraz azaltır. Obama’nin sağlık reformu da bütçe anlamında olumlu algılandı. Bunun yani sıra yakın vakte kadar her fırsatta başkanı eleştirenler sağlık reformunun geçmesiyle beraber bir anda onu göklere çıkarır oldular. İste size konsensüs!

Böylece görünen o ki bütün riskler bir bir ortadan kalkıyor. Piyasalar artik coşabilir mi?

Gecen gün televizyonda da bahsettiğim gibi borsalar olumsuz haberlere rağmen çıkınca daha sağlıklı bir tırmanış olduğunu düşünürüm. Bütün olumsuzlukların ortadan kalkması, kısa vadede fiyatlara yansır ve ardından bir rehavet çöker. Bu seneyi boğa piyasasının ikinci senesi olarak ilan etmiştim. Yine olumlu bir sene ama gecen sene gibi getiriler beklemeyelim demiştim. Hala öyle düşünüyorum ancak bir anda ortada endişe duyulacak bir durum kalmayınca biraz huzursuz oldum. Bir gecen seneki ruh halimizi gözden geçirelim, bir de şimdiki. Acaba kısa vadede her şey fiyatlanıyor mu diye düşünmeye başladım. Ardından da acaba yeni riskler nerde saklı diye arayışa geçtim. Gecen sene yazdığım yazıları gözden geçirdim ve “Sweet Spot” yani tatlı nokta yazımda bazı ipuçları buldum. Sorun likidite olabilir mi?

Bunu da bir sonraki yazımda ele alacam.

2 comments:

Anonymous said...

Erda, Could you contact me? check me out on linked-in. regards Karel R

Unknown said...

Karel. no linked-in. please send key in your email. I will not publish it.